SAKARYA (AA) - İBRAHİM YOZOĞLU - Antalya'nın Alanya ilçesinde Sakarya, Gazi ve Kastamonu üniversitelerinden üç akademisyen, maydanozgiller familyasından yeni bir bitki türü buldu.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Sağıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 12 bin bitki türü bulunduğunu, bu yönüyle Anadolu topraklarının dünyanın önemli bitki çeşitliliği merkezlerinden olduğunu söyledi.
Bu bitki çeşitliliğinin, ilginçliğinin ve öneminin nedenlerinden birinin Türkiye'nin üç farklı coğrafi bölgenin kesiştiği noktada yer alması olduğunu ifade eden Sağıroğlu, Kastamonu Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Bilgehan Bilgili ve Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Hayri Duman ile Antalya'nın Alanya ilçesinde çalışma yaptıklarını anlattı.
Bu çalışma esnasında Türkçesi maydanozgiller olan Apiaceae familyasına ait ilginç bir bitki topladıklarını belirten Sağıroğlu, "Daha sonra bu bitki üzerinde yaptığımız çalışmalar ve araştırmalar morfolojik, moleküler ve palinolojik çalışmalar şeklinde yoğunlaştı.Yaptığımız araştırmalar sonucu topladığımız bu bitkinin dünya için yeni bir tür olduğunu keşfettik. Daha sonra yaptığımız bu çalışmayı uluslararası bir dergide yayımladık. Çalışmalar sonucu bulduğumuz bu yeni türe Alanya'da yetişmesi sebebiyle 'Dichoropetalum alanyensis' adını verdik" diye konuştu.
- Yöre halkı "Toros rezenesi" adıyla biliyor
Sağıroğlu, Alanya bölgesinin bitki çeşitliliği açısından son derece zengin bir yapıya sahip olduğunu vurgulayarak, buldukları bitkinin alanda yoğun bir popülasyona sahip olmadığını ifade etti.
Buluşlarını uluslararası bilimsel bir dergide yayımladıklarını ve bu yayımda yeni bulunan bitkiyle alandaki diğer endemik türlerin korunması gerektiğini özellikle vurguladıklarını anlatan Sağıroğlu, şöyle devam etti:
"Bitki, bulunduğu yörede yöre halkı tarafından 'Toros rezenesi' olarak adlandırılıyor. Bildiğimiz rezeneden tabii ki farklı ayrıca yöre halkı bitkiyi taze yapraklarını ve köklerini kaynatarak suyunu içiyor. Mide ağrılarının giderilmesinde kullanıyorlar. Biz bu çalışmayı tamamladıktan sonra Kastamonu Üniversitesinden Bilgili kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı. Botanik camiası adına çok üzüldük. Kendisini rahmetle anıyoruz."
Sağıroğlu, bitkinin kimyasallarıyla, eczacılık yönüyle ve içerisinde antioksidan olup olmadığıyla ilgili çalışmaların devam edeceğini aktararak, botanikçi olarak bitki sistematiği üzerinde çalıştıklarını, Türkiye'deki bitki çeşitliliğinin ortaya çıkarılması açısından özellikle sistematikçilerin çalışmasının temel olduğunu vurguladı.
Türk bilim adamları tarafından keşfedilen bitkilere Türkçe isim verilip verilmemesiyle ilgili de Sağıroğlu şunları kaydetti:
"Aslında bulunan türlere Türkçe isimler veriliyor ama canlıya bir isim verilirken uluslararası işbirliği veya konjonktür gereği ortak isim veriliyor. Mesela biz 'Dichoropetalum alanyensis' ismini verdik. 'Alanya' diyemiyorsunuz. Mutlaka onu Latincedeki kurallara göre uydurmak zorundasınız. Ülkenizin isminden tutun sevdiğiniz kişinin adına kadar isimler verebiliyorsunuz fakat o isim mutlaka Latince isimlere uymak zorundadır. Türk botanikçiler bu konuda oldukça hassastır ama yaptığınız işin uluslararası anlamda bir şey ifade edebilmesi için ismi mutlaka Latince kurallara göre vermek zorundasınız."
Hürriyet 29-02-2016